“Dünyada hoş olan her şey daha beşere ulaşamadan insanın kendi ördüğü ağlarda takılıp kalıyor.”
“Doğu Anadolu’da öğretmenlik yapan genç hocaların öyküsünü anlatmak istedim. Mesleklerinin birinci yıllarında güçlü bir idealizm hissiyle hareket ediyorlar ancak süratle şevklerini yitiriyorlar” diyen Nuri Bilge Ceylan dramı Kuru Otlar Üstüne’de üç öğretmenin hikayesini anlatırken günümüz Türkiye’sinin toplumsal, politik, ekonomik, kültürel portresini minimalist, özgün bir anlatımla betimler.
Resim öğretmeni Samet, bencil, geveze, güdümleyici, karamsar, antipatik bir karakterdir. Kendisiyle barışık Kenan optimist, etrafıyla, tabiatla ahenk içindedir. Komşu köyde İngilizce öğreten solcu Nuray patlamada bacağını yitirmiştir, akıllı, hoş bu bayan iki erkeği de cezbeder. İnsanın karmaşık yapısını, çelişkileri, kuşkuları, rekabetleri bu aşk üçgeninde izleriz.
Samet, Nuray’ın Kenan’ı seçmesini, öğrencisi Sevim’in ondan daha enerjik, savaşçı olmasını kıskanır. Bu ücra köyde derin bir yoksulluk, örflerin, âdetlerin, polisin, dinin baskısı karar sürer. Ülküler hayal kırıklığına, önyargılara dönüşmüştür. Salgın hastalık üzere okuldaki öğretmenler birbirleriyle empati kuramazlar, kendilerini daima korurlar, dayanışma yoktur, dizginsiz ve korkutucu bir bireycilik vardır.
BAŞARILI YORUMLAR
İletişimsizlik, yalnızlık, yabancılaşma, belirsizlik, yılgınlık her şeye sinmiştir. Vakit çok yavaş akar. Hisler yine doğarlar, daima karın düştüğü bu yerde insanların yürekleri, ruhları ürperir, üşür. Kendini özgür bir bayan olarak tanımlayan Nuray meskenine gelen Samet’e seni gören oldu mu diye sorar. Samet’in vasat seviyedeki varoluşu, derdi, öfkesi, kibiri, utancı, hüsranı onu uygunca sarmalar.Engelli olmasına karşın Nuray onun tam tersidir, umutludur, mücadelecidir: “Dünyada hoş olan her şey daha beşere ulaşamadan insanın kendi ördüğü ağlarda takılıp kalıyor” der.
Ceylan, antikahramanı Samet’i eleştirmez. Sinemanın en güçlü karakteri Nuray’dır. Cannes Sinema Festivali’nde en güzel bayan oyuncu mükafatını alan Merve Dizdar’la birlikte tüm oyuncular başarılı yorumlar sunarlar: Deniz Celiloğlu, Musab Ekici, Ece Bağcı, Onur Gürçay, Yüksel Aksu… Uzun bir kışın akabinde birden yaz geliverir, bu topraklarda ilkbahar ve sonbahar yoktur. Kızgın yaz güneşi eriyen karın altındaki otları yakarak sarartır, otların yeşerme talihleri yoktur. Ehil bir ırmak roman kalitesindeki Kuru Otlar Üstüne gösterime girdi.